Tataristan liderinin Gagavuzya'ya girişine engel: Gagavuz Türklerinin 'Türk dünyasına' çağrısına 'Türkçüler' kulak asmadı
Rusya Federasyonu'na bağlı Tataristan Cumhurbaşkanı Rüstem Minnihanov'un Moldova'ya girişine izin verilmedi.
Moldova makamları tarafından 'istenmeyen kişi' ilan edilen Minnihanov, Gagavuz Özerk Yeri'nin başkenti Komrat'ta düzenlenen 'Halkların Dostluğu - 2023' kongresine katılmayı planlıyordu.
Konuyla ilgili açıklama yapan Gagavuz Halk Meclisi üyesi ve özerk yönetimin başkan adayı Viktor Petrov şunları söyledi:
"Tüm Türk dünyasının liderlerini ve halklarını Moldova'daki kan ve ruh kardeşlerine yönelik hukuksuzluklara ve aşağılanmaya dikkat etmeye davet ediyorum.
Moldova yetkililerinin, dünyanın dört bir yanındaki yüz milyonlarca Türk kökenli insan karşısında nefret uyandırma riskini taşıyan değersiz davranışlarını kınamaya davet ediyorum."1
Moldova ise, Minnihanov'un 'istenmeyen kişi' ilan edildiğini yalanladı ve Rusya'nın 'Moldova'nın içişlerine karışmaya çalıştığını' iddia etti. Minnihanov'un katılmayı planladığı kongre, Petrov tarafından organize ediliyor.
Elbette, Petrov'un Türk dünyasına yaptığı bu çağrının bir karşılığı olmadı. Türklüğe ilişkin her gündeme hevesle sarılan Türkiye Türkçülüğünün ise muhtemelen bu olaydan haberi bile yok.
Çünkü Petrov da, Minnihanov da Rusya'yla iyi ilişkilere ve Rus dünyasıyla derin tarihsel ve kültürel bağlara sahip bir 'Türklüğü' temsil ediyor.
Türkiye Türkçülüğü ile, Petrov ve Türk dünyasının Rusya'ya yakın duran parçaları elbette ki birbirinden ayrışıyor.
Emperyalizm, 2. Dünya Savaşı'ndan bugüne 'Türklük' davasını SSCB'yi istikrarsızlaştırmanın bir aracı olarak kullandı. Türkiye ise Soğuk Savaş dönemi boyunca bu hamlelerin merkez üssü işlevini gördü. Dolayısıyla, Türkiye Türkçülüğü CIA aklıyla üretilen, Kontrgerilla ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve ülkücü komandolar eliyle2 Mustafa Kemal devrimciliğine, sosyalizme, Kürt halkına3 ve Alevilere karşı vurucu güç haline getirilen İslam soslu operasyon ideolojisiydi.
Gagavuz Türkleri özelinde ise, Türklüğünü hiç unutmayan ve her fırsatta vurgulayan bu küçük halkın CIA Türkçülüğü nezdinde iki önemli 'kusuru' var: Sovyet mirasına duyulan sempati ve Hristiyanlık.
Dolayısıyla, Türkçülüğü harekete geçiren esas şeyin ‘kültürel bağlar’ yerine politik angajman, Türkçesiyle ‘Amerikan çıkarları’ olduğu bir kez daha ortaya çıkmış oldu.
https://t.me/gagauznewsmd/21813
Bugün bu görev ağırlıklı olarak MHP’den kopan İYİ Parti’ye geçmiş gibi görünüyor.
Türkiye’de sosyalist hareketin zor yoluyla kitle bağlarından koparılması süreciyle paralellik içinde, emperyalizm Kürt halkının demokratik taleplerini PKK eliyle bölgedeki yayılmacılığının ‘meşruiyet’ zemini haline getirdi.