Kazakistan'ın Rusya'sız yeni petrol rotası ve İngiltere: Pan-Türkizm tarihsel rolünü yeniden mi üstleniyor?
Kazakistan, Hazar Denizi üzerinden Azerbaycan'a petrol göndermeye başladı. 6 bin 900 tonluk deneme partisi, ülkenin en büyük 3 petrol sahasından biri olan Kaşagan sahasından Aktau limanına, oradan da Bakü'ye gitti. Daha önce, sevkiyatın Kaşagan'ın işletmecisi INPEX North Caspian Sea LTD tarafından gerçekleştirileceği açıklanmıştı.
Kazak hükümeti ayrıca, petrol ihracatı için yeni güzergahlara yönelerek Hazar Denizi’nden Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Boru Hattı üzerinden sevkiyata başlayacaklarını ve Bakü-Supsa ile Bakü-Batum boru hatlarından da gönderim için çalışmalar yürüttüklerini duyurmuştu.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev de BTC hattının yer aldığı Trans Hazar Uluslararası Ulaşım Güzergahı’nda (Orta Koridor) petrol taşıma hacmini yılda 20 milyon tona çıkarmayı planladıklarını açıklamıştı.
Buradaki temel motivasyon, petrolün Rusya topraklarına girmeden Kazakistan, Hazar Denizi, Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye ve Avrupa ülkelerinden geçen alternatif bir rota üzerinden taşınması…
Rusya’nın bypass edildiği bir pan-Türkist petrol rotası, elbette ki pan-Türkizmin tarihsel akıl hocası olan Batı’nın dahli olmaksızın düşünülemez.
Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı James Cleverly’nin Kazakistan ziyaretini hatırlayalım. Cleverly, ziyaretinde bu ülkeye ‘Rusya’yı devre dışı bırakacak ihracat yolları geliştirmesinde yardımcı olacaklarını’ söylemişti.1
Bilindiği üzere Kazakistan, Tokayev yönetimiyle birlikte kendisini Rusya’dan uzaklaştırmaya çalışıyor. Tokayev, St. Petersburg’ta düzenlenen Uluslararası Ekonomik Forumu'nda Putin’e Donbass operasyonu konusunda -ülkesinde yaşanan renkli devrimden KGAÖ sayesinde kurtulduğunu unutmuşçasına- açıktan tavır almıştı.
Trans-Hazar rotasında ise Azerbaycan ve Türkiye’nin de faydalanacağı bir sistem öngörülüyor. Bu noktada, Türk Devletleri Teşkilatı’nın ‘Rusya’ya alternatif’ bir pan-Türkist organizasyon olarak önümüzdeki dönemde daha çok öne çıkması muhtemel. Bu da, pan-Türkizmin ve Türkçülüğün, Batı’nın elinde ‘geçmişte Sovyetler’i, şimdi de Rusya’yı istikrarsızlaştırma aracı olduğu’ yönündeki tezleriyle paralellik arz ediyor.
Türkiye ise, Türk Devletleri Teşkilatı eliyle bölgede Rusya’ya alternatif olarak hayata geçmesi muhtemel yeni projelerde ‘abilik’ rolünü üstlenerek bir masada daha güç biriktirme amacında. Bu bağlamda, özellikle Türkiye ile Azerbaycan’ın Rusya’ya yönelik yaptırımlar konusunda takındıkları tutum önemli. Zira Türkiye ve Azerbaycan, Rusya'nın yaptırımları aşmasına yardım eden bir pozisyon alsalar da, bunu yaparken lokal düzlemde veya TDT eliyle kendi planlarını uygulamaya devam ediyor. Bu da, yaptırımlar karşısında geçici alternatifler bulan Rusya’nın bu alternatifler eliyle tamamen Avrupa pazarının dışında kalmasının güçlü bir ihtimal olduğunu gösteriyor.
https://harici.com.tr/britanya-kazak-petrollerini-orta-koridora-yonlendirmeyi-planliyor/